Tarih boyunca uygulanmakta olan şiddetin, pek çok tanımı yapılmış, sebepleri araştırılmıştır. Genel olarak, insana fiziksel ve ruhsal zarar veren her eylem, şiddet olarak değerlendirilmekte ve bu çerçeveye başkasının mallarına verilen zarar da dahil edilmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre ise şiddet; yaralanma, ölüm, psikolojik zarar, gelişimde bozukluk veya mahrumiyete yol açan veya yol açma olasılığı yüksek olan, kişinin kendisine, bir başkasına, bir gruba veya bir topluma yönelik olarak fiziksel kuvvetin veya gücün kasıtlı kullanılması veya tehdididir.
Şiddet çok çeşitli ve boyutludur. Şiddet kavramı, saldırganlığı da kapsar. Saldırganlık zorlayıcı davranışların bir bütünüdür. Bir davranışın şiddet özelliği gösterip göstermediğine karar verirken, o davranışın kasıtlı olması, kötü niyetle yapılmış olması, karsıdaki bireye zarar vermesi, bireyin davranışın kötü niyetle yapıldığını düşünmesi ve sosyo-kültürel ortamın eylemi şiddet olarak kabul etmesi koşulları aranır.
İçsel süreçlerle yakın bağlantısı da göz önünde bulundurulduğunda şiddetin kültürden kültüre bazı farklı özellikler gösterebildiğini ve sonuçta en ilkel davranış modellerinden birisi olarak “iktidar” kavramı çerçevesinde anlaşılabileceği görülmektedir. Bireyler, fiziksel saldırganlığın kabul gören bir davranış biçimi olabileceğini, öncelikle aile üyeleriyle yaşadıkları deneyimler aracılığıyla öğrenirler. Daha sonraki yaşamlarında öğrendikleri bu saldırgan davranış ve tutumları, kendi özel ilişkilerinde de sürdürme eğilimi geliştirebilirler .
0 Yorum Yapıldı "Aile İçi Şiddet"